ASKON Adana Şube Başkanı
Recep Çalışkan, son günlerde ulusal basında yer alan Yemen haberleriyle ilgili bir basın açıklaması yayımladı. Çalışkan şunları söyledi:
“Süveyş Kanalı’nın açıldığı 1869 tarihinden sonraki 45 sene zarfında Yemen’e bir milyon Anadolu evladı gömülmüştür. Akdeniz’le Kızıldeniz, devamında Hint Okyanusu Süveyş kanalı ile birleşince dönemin sömürgeci ülkeleri Yemen’i kontrol etmenin şart olduğunu düşündüler.
Yemenliler “Makbarat al Etrek” derler Yemen’e… Bunun anlamı: “Türkler Mezarlığı”dır. Yemen, dünyadaki yedi önemli su yolundan birini kontrol edebilecek topraklarda bulunmaktadır. Hint Okyanusu’nu Kızıldeniz’e bağlayan Bab el Mandap Boğazı’nın bir yanı Yemen, bir yanı Somali ve Cibuti’dir. Bugün, Nüfusunun yarısı yani 14 milyon insan kıtlık tehlikesi ile baş etmeye çalışıyor. 10.000’den fazla kişinin ölmesine sebep olmuş olan iç savaş neden çıktı? Kimse bilmiyor? Bizden hiç kimsenin bilgisi yok.
Tarihçilere göre halkı Müslüman olan Yemen, Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Kahire’ye girmesinden sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı. Yaklaşık 3 asır sonra 1870’te Osmanlı’ya yönelik büyük isyanlar başladı. Tam da Süveyş Kanalı inşa edildiğinde…
4.asır sonunda ise Yemen Osmanlı’dan ayrıldı. Bugün, pek çok sömürge devletinin kışkırttığı, kullandığı, kandırdığı Müslüman kardeşlerimiz birbirine düştü. İç savaş çıktı ve şimdi çocuklar ölmeye devam ediyor. Herkes açlıktan kıvranıyor.
Biz Yavuz Sultan Selim’in topraklarına kattığı Yemen’in 5. asrını görenleriz. Aramızdan hemen hemen hiç kimse, Yemen için dertlenmiyor. Bir kaç haber bülteni ve bazı hassas gençlik teşkilat hareketleri, Cansuyu gibi yardım kuruluşlarımız ve gönüllüleri dışında Yemen hiç kimseye bir şey ifade etmiyor. Oysa, Anadolu’da bir zamanlar bir türkü söylenirdi. Her kesim için bir şeyler ifade ederdi Yemen… Bir ozan için şöyle idi, Yemen:
Ah o Yemen’dir
Gülü çimendir
Giden dönmüyor
Acep nedendir
- asırda ne olur bilmiyoruz. Ama ne Yemen, ne de Yemen Türküsü yazacak bir ozanımız hiç olmayacak gibi görünüyor. Allah muhakkak tüm mazlumların koruyucusudur. Bize düşen ise, Rahmetli Erbakan’ın sürekli gündeme getirdiği o “İslam Birliği”ni kurmak olacak. Evelallah… “
